Chinese pole workshopu için burada olan Martin, gitmeden bir de bizim oraların pole dersini verdi.
Ders, bir noktada Sevinç'in söylediği gibi, adeta benim Hıdırellez wish listim üzerinden geçti.
Önce gelsin handstandler! Bir de bunu dünyanın en normal şeysi gibi söylemiyorlar mı, fıttırıciim. Diğer yandan bu iş çalışmadan da olmayacak. Günde 3 kez dedi Martin, hadi bakalım...
Sonra Cupid ile derse başladık. Şubat ayı hedeflerimdendi Cupid. O ay bir kaç kez yapıp dolaba kaldırmıştım. Şimdi hem hatırlamış oldum, hem de bir iki püf noktası edindim. Örneğin takılı dizin aşağıdaki fotoğrafta olduğu kadar yukarıda durması aslında işi zorlaştırıyormuş. Sonraki denememde 90 derece tutup daha rahat durdum.
Cupid Martin'in elinde cupid olarak kalmadı tabii. Oradan düz bacağı pole'un arkasına alıp invert edip shoulder dismount / diğer taraftan cupid'e girmece geçişini bal eyledik.
Oradan ver elini meat hook. Meat hook'u Sevinç'le çalışmıştık. Soldan yapabiliyordum. Bugün sağdan da oldu. (Yihu!) Ama biraz "Ya Allah" efektiyle giriyorum halen, onu düzeltmem lazım.
Meat hook'la omuzları iyice bir "ısıttıktan" sonra geçtik aerial shoulder mount'a. Önce adım adım shoulder mount hazırlık çalışmalarını yaptırdı. Bir milyon varyasyon gösterdi diyebilirim. Bunları conditioning çalışmalarınıza ekleyin dedi. (Ah cherie, o kadar prensipli çalışsam şimdi Real Madrid'de oynardım, demedim öküz gibi. Adam doğru diyor, antrenmanı "sevdiğim hareketleri sürekli yapmak" kalıbından çıkarmam lazım.)
Neyse, hazırlık egzersizlerinden sonra bir tırmanma, figure head, shoulder mount yaptık. Aslında ben bir spotterlı, bir spottersız iki kez yapabildim ve gücüm tükendi. Shoulder mount, cupid, alttan dönüp diğer yandan cupid, oradan bir daha shoulder mount kombosunu yapamadım. Ama çalışacağım.
Bitti mi? Bitmedi!
Biraz da pole'da amuda kalksak ne de güzel olur değil mi, dedi Martin. İç kol koltuk altından sarılmış, dış kol uzun bir tutuşla önce dizleri kendimize çekip amuda kalktık, ardından da bacakları uzattık (tabii destekli, spotterlı). Aşağıdaki bunun dinlenme pozu.
Buraya da "Ya Allah!" diye değil de core gücüyle girebilmemiz için bir öncül hareket çalıştırdı. Chinese pole'daki adı süpermenmiş. Bizim pole'da galiba rocket deniyor. Eller bu konfigürasyondayken bacakları kaldırıp, pole'u koltuk altına iyice sıkışırıp alt eli bırakıyoruz, ki üst kol yeterince sıkı tutabildiğince, alt kol bedeni amuda yönlendirme işlevi yapabilsin.
Derste bir ara kendimi tutamayıp "biz ne ara stag spinden buralara geldik?!" dedim. Hala da diyorum. Şaşkınım!
Ders, bir noktada Sevinç'in söylediği gibi, adeta benim Hıdırellez wish listim üzerinden geçti.
Önce gelsin handstandler! Bir de bunu dünyanın en normal şeysi gibi söylemiyorlar mı, fıttırıciim. Diğer yandan bu iş çalışmadan da olmayacak. Günde 3 kez dedi Martin, hadi bakalım...
Sonra Cupid ile derse başladık. Şubat ayı hedeflerimdendi Cupid. O ay bir kaç kez yapıp dolaba kaldırmıştım. Şimdi hem hatırlamış oldum, hem de bir iki püf noktası edindim. Örneğin takılı dizin aşağıdaki fotoğrafta olduğu kadar yukarıda durması aslında işi zorlaştırıyormuş. Sonraki denememde 90 derece tutup daha rahat durdum.
Cupid Martin'in elinde cupid olarak kalmadı tabii. Oradan düz bacağı pole'un arkasına alıp invert edip shoulder dismount / diğer taraftan cupid'e girmece geçişini bal eyledik.
Oradan ver elini meat hook. Meat hook'u Sevinç'le çalışmıştık. Soldan yapabiliyordum. Bugün sağdan da oldu. (Yihu!) Ama biraz "Ya Allah" efektiyle giriyorum halen, onu düzeltmem lazım.
Meat hook'la omuzları iyice bir "ısıttıktan" sonra geçtik aerial shoulder mount'a. Önce adım adım shoulder mount hazırlık çalışmalarını yaptırdı. Bir milyon varyasyon gösterdi diyebilirim. Bunları conditioning çalışmalarınıza ekleyin dedi. (Ah cherie, o kadar prensipli çalışsam şimdi Real Madrid'de oynardım, demedim öküz gibi. Adam doğru diyor, antrenmanı "sevdiğim hareketleri sürekli yapmak" kalıbından çıkarmam lazım.)
Neyse, hazırlık egzersizlerinden sonra bir tırmanma, figure head, shoulder mount yaptık. Aslında ben bir spotterlı, bir spottersız iki kez yapabildim ve gücüm tükendi. Shoulder mount, cupid, alttan dönüp diğer yandan cupid, oradan bir daha shoulder mount kombosunu yapamadım. Ama çalışacağım.
Bitti mi? Bitmedi!
Biraz da pole'da amuda kalksak ne de güzel olur değil mi, dedi Martin. İç kol koltuk altından sarılmış, dış kol uzun bir tutuşla önce dizleri kendimize çekip amuda kalktık, ardından da bacakları uzattık (tabii destekli, spotterlı). Aşağıdaki bunun dinlenme pozu.
Buraya da "Ya Allah!" diye değil de core gücüyle girebilmemiz için bir öncül hareket çalıştırdı. Chinese pole'daki adı süpermenmiş. Bizim pole'da galiba rocket deniyor. Eller bu konfigürasyondayken bacakları kaldırıp, pole'u koltuk altına iyice sıkışırıp alt eli bırakıyoruz, ki üst kol yeterince sıkı tutabildiğince, alt kol bedeni amuda yönlendirme işlevi yapabilsin.
Derste bir ara kendimi tutamayıp "biz ne ara stag spinden buralara geldik?!" dedim. Hala da diyorum. Şaşkınım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder