Olağanüstü hallerde, olağanüstü zorluklarla aldığımız 3 aylık vizenin yüzü suyu hürmetine, gerçek bir hayırsız gibi, bayramda el öpmek yerine Amsterdam'a gittik.
Bu yaz deniz tatiline hasret kaldım ama farklı stüdyolar görüp bir çok cici polecuyla tanıştım. Şimdi biraz yoğun bir döneme girizledik. Dolayısıyla gezme tozma faslına bir ara verip, işe güce, kondüsyon antrenmanlarına falan dalma durumundayım.
Daha önce, 2007'de sanıyorum, en entellektüel sanat ortamlarında fink atarken çağdaş sanat fuarına gitmiş, tüm müzelerini gezmiş, tiyatrolarını, dans performanslarını izlemiş, sanatçılarıyla bohem bohem kahve içip sohbet etmiştim.
Dolayısıyla bu sefer parkta, bahçede, kanal kenarında tembellik etmek dışında hiçbir planımız yoktu. Ha bir de günde minimum 1 saatlik pole dersleri :)
Pole Dance Factory Amsterdam'da katıldım derslere. Bizim sanayi kadar büyük ama tek bir stüdyo. Bir de aerial salonları var. 40 mm pirinç pole'ları var. Klimaları yok. Amsterdam'ın son 40 yılda gördüğü en sıcak günlerde orada olduğumuzdan pirinç pole'larla ilk defa barıştım.
Online sistemle kayıt alıyorlar. Oh, ne ala, telafi organizasyonu yok. Geldi, gelmedi, ders oldu, düştü stresi yok. Ama level sistemleri biraz sıkıntılı. Sadece 4 level var. Böyle olunca havalarda balerina komboları yapanlarla ilk dersine gelmiş çömezler aynı sınıfta, aynı verimsizlikle çalışıyor.
Hocalar bayağı iyi ve tatlı. Özellikle instagramda peppermetz adıyla takılan deliyi takip etmenizi tavsiye ederim. İlhama doyacağınıza garanti veriyorum!
Ben bir intermediate, bir advanced trick dersine, spin pole, exotic pole ve koreografi derslerine girdim. Advanced dersi biraz zor, intermediate dersi biraz kolay, exotic biraz sıradandı. Koreografi dersi bayağı zihin açıcı, spin pole ise çok zevkli geçti.
Umarım çok geçmeden başka başka şehirlerin stüdyolarında dönmeye devam edebilirim!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder