Bizim çok güzel bir dünyamız var. Burada türlü çılgınlıklara, aşırılıklara ve maymunluklara yer var.
Sadece o da değil;
Bizim dünyamızda başka bir ahlak alayışı var. Güçlünün gücünü devam ettirmek için empoze ettiği kurallar değil, hayatı güzel ve yaşanılır kılan bir ahlak. Saygı göstermek, kabul etmek, yükseltmek üzerine… Bedenleri hor gören, sınıflandıran, sınırlayan değil; özgürleştiren ve yücelten bir ahlak.
Bir de gözünü sevdiğim çeşitlilik var. Farklı zevkler, farklı kültürler, farklı insanlar. Bir arada var olabilme yeteneği. Birlikte zenginleşme, gelişme.
Yeni fark etmedim bunu elbet, sadece bir kez daha açık ve net gördüm, gördük.
Dün gece Cadılar Bayramı partimiz vardı WOW'da. Uzun bir aradan sonra üç stüdyo öğrencileri ve eğitmenler bir araya geldik. Şekil şekil kıyafetler giydik. Andy Warhol tablosu olandan, Shining'in ikizlerine, pamuk şeker prensesinden kupa kraliçesine, makyajları, kıyafetleri falan görmeliydiniz! Stüdyoda bir süslenmiş, aklınız çıkar. Ne çok yetenekli insan varmış etrafımızda…
Ben de Seda'nın yaptığı tütüm ve makyajımla Black Swan oldum. (Neyse ki el becerisi zayıf olanlar için de yardıma koşacaklarımız mevcut :) )
Gece boyunca pek çok gösteri de vardı. Exotic'ten, teatrale, old school'dan füzyonlara herkesin kendi kumaşından, kendi ruhundan birbirinden güzel pole gösterileri, burlesque showları, hatta bir de çene düşüren akrobalans gösterisi vardı.
Herkes yavaş yavaş videolarını yüklüyor, kaçıranlar ve fikir sahibi olmak isteyenler için gösteri yapanların instagramlarını deşifre ediyorum:
@sir.mazta
@gabrielleonpole & @empurite_pan
@dianaonthepole
@_bitchgetoffmypole & @ilkebasara
bendeniz @ozgeurazkum
@zeydreamer
@gizemeceyilmaz & @berkout_acroletics
@rita_the_moon
@ms.jamminbox
@joy_g_wild
Organizasyonun ardındaki gizli kahraman @animalonpole 'un da bahsini geçmemek olmaz!
Ben ilk kez tek başıma sahneye çıktım. Kendimce çeşitli challange'larım vardı.
Bir kere bir metal şarkıyla dans etmek istiyordum. Çünkü hayatta her şey arka planda heavy metal çalarken daha güzel.
Çoğu zaman farkına varmayız bunun. Ama, dikkat edin, içinizin daraldığı, nedensiz keyfinizin kaçtığı, bir nevi buhrana düştüğünüz zamanlar, genellikle içinde gitar solo olmayan şarkılar dinlediğiniz zamanlarla paralellik gösterecektir.
Günümüzde, korsan müzik piyasası, ödenmeyen telifler, youtube falan yüzünden müzisyenlerin çoğunun parası iyi bir gitaristin maaşını ödemeye yetmiyor. SSK'sıyla, yoluyla, yemeğiyle müzisyenin gider kalemlerinin en büyüklerinden biri olan solo gitaristin, tedbir gereği, bütçeden çıkarılması nedeniyle, gitar solo olmayan şarkılar dinliyoruz. 90'larda uzun saçlı gençler gitar solo sırasında hayali gitarlarının tellerine basarak kafa sallar, bu salınımda sıkıntı, bunalım hep vücudu terk ederdi. Air guitarsız, headbangsiz dinlenen indie akustikler, elektronik entellektüel müziklerle daha da olgunlaşan varoluşsal sorunlar iç sıkıntısı olarak içimize hapsoluyor ve toplumumuzda giderek kanayan bir yaraya dönüşüyor.
İşte bütün bu nedenlerle bir Metallica koreografisi yapmak istiyordum hep.
Ama ruhumun istediği flipleri, dropları bedenim istemiyor, o hep romantik müziklerde şifonların ardına gizlenip yumuşak yumuşak salınmanın peşinden koşuyordu. Böyle böyle kaç bahar bekledi içindeki asi ruh.
En sonunda kendime güvenmeye, kendimi az çok beğenmeye, en azından yapabildiğim kadarıyla memnun olmaya başladığım bir döneme girdim son bir kaç aydır. Kendime daha büyük hedefler koymaya, daha düzenli çalışmaya başladım.
Öyleydi böyleydi derken, benim de içime az çok sinen bir koreografim oldu. Azıcık azıcık instagramladım. Hepiciğini youtube'a koyucam. Bakın bakalım beğenecek misiniz? Beğenmezseniz de kibarlık olsun diye, emeğine sağlık deyin geçin. Kötü olmuş derseniz yatağa yüzü koyun yatıp ağlarım!
Bir de Sevinç konstrüksiyondan pole'a atladı.
Oluyor yani böyle şeyler bizde.
Sadece o da değil;
Bizim dünyamızda başka bir ahlak alayışı var. Güçlünün gücünü devam ettirmek için empoze ettiği kurallar değil, hayatı güzel ve yaşanılır kılan bir ahlak. Saygı göstermek, kabul etmek, yükseltmek üzerine… Bedenleri hor gören, sınıflandıran, sınırlayan değil; özgürleştiren ve yücelten bir ahlak.
Bir de gözünü sevdiğim çeşitlilik var. Farklı zevkler, farklı kültürler, farklı insanlar. Bir arada var olabilme yeteneği. Birlikte zenginleşme, gelişme.
Yeni fark etmedim bunu elbet, sadece bir kez daha açık ve net gördüm, gördük.
Dün gece Cadılar Bayramı partimiz vardı WOW'da. Uzun bir aradan sonra üç stüdyo öğrencileri ve eğitmenler bir araya geldik. Şekil şekil kıyafetler giydik. Andy Warhol tablosu olandan, Shining'in ikizlerine, pamuk şeker prensesinden kupa kraliçesine, makyajları, kıyafetleri falan görmeliydiniz! Stüdyoda bir süslenmiş, aklınız çıkar. Ne çok yetenekli insan varmış etrafımızda…
Ben de Seda'nın yaptığı tütüm ve makyajımla Black Swan oldum. (Neyse ki el becerisi zayıf olanlar için de yardıma koşacaklarımız mevcut :) )
Gece boyunca pek çok gösteri de vardı. Exotic'ten, teatrale, old school'dan füzyonlara herkesin kendi kumaşından, kendi ruhundan birbirinden güzel pole gösterileri, burlesque showları, hatta bir de çene düşüren akrobalans gösterisi vardı.
Herkes yavaş yavaş videolarını yüklüyor, kaçıranlar ve fikir sahibi olmak isteyenler için gösteri yapanların instagramlarını deşifre ediyorum:
@sir.mazta
@gabrielleonpole & @empurite_pan
@dianaonthepole
@_bitchgetoffmypole & @ilkebasara
bendeniz @ozgeurazkum
@zeydreamer
@gizemeceyilmaz & @berkout_acroletics
@rita_the_moon
@ms.jamminbox
@joy_g_wild
Organizasyonun ardındaki gizli kahraman @animalonpole 'un da bahsini geçmemek olmaz!
Ben ilk kez tek başıma sahneye çıktım. Kendimce çeşitli challange'larım vardı.
Bir kere bir metal şarkıyla dans etmek istiyordum. Çünkü hayatta her şey arka planda heavy metal çalarken daha güzel.
Çoğu zaman farkına varmayız bunun. Ama, dikkat edin, içinizin daraldığı, nedensiz keyfinizin kaçtığı, bir nevi buhrana düştüğünüz zamanlar, genellikle içinde gitar solo olmayan şarkılar dinlediğiniz zamanlarla paralellik gösterecektir.
Günümüzde, korsan müzik piyasası, ödenmeyen telifler, youtube falan yüzünden müzisyenlerin çoğunun parası iyi bir gitaristin maaşını ödemeye yetmiyor. SSK'sıyla, yoluyla, yemeğiyle müzisyenin gider kalemlerinin en büyüklerinden biri olan solo gitaristin, tedbir gereği, bütçeden çıkarılması nedeniyle, gitar solo olmayan şarkılar dinliyoruz. 90'larda uzun saçlı gençler gitar solo sırasında hayali gitarlarının tellerine basarak kafa sallar, bu salınımda sıkıntı, bunalım hep vücudu terk ederdi. Air guitarsız, headbangsiz dinlenen indie akustikler, elektronik entellektüel müziklerle daha da olgunlaşan varoluşsal sorunlar iç sıkıntısı olarak içimize hapsoluyor ve toplumumuzda giderek kanayan bir yaraya dönüşüyor.
İşte bütün bu nedenlerle bir Metallica koreografisi yapmak istiyordum hep.
Ama ruhumun istediği flipleri, dropları bedenim istemiyor, o hep romantik müziklerde şifonların ardına gizlenip yumuşak yumuşak salınmanın peşinden koşuyordu. Böyle böyle kaç bahar bekledi içindeki asi ruh.
En sonunda kendime güvenmeye, kendimi az çok beğenmeye, en azından yapabildiğim kadarıyla memnun olmaya başladığım bir döneme girdim son bir kaç aydır. Kendime daha büyük hedefler koymaya, daha düzenli çalışmaya başladım.
Öyleydi böyleydi derken, benim de içime az çok sinen bir koreografim oldu. Azıcık azıcık instagramladım. Hepiciğini youtube'a koyucam. Bakın bakalım beğenecek misiniz? Beğenmezseniz de kibarlık olsun diye, emeğine sağlık deyin geçin. Kötü olmuş derseniz yatağa yüzü koyun yatıp ağlarım!
Bir de Sevinç konstrüksiyondan pole'a atladı.
Oluyor yani böyle şeyler bizde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder