Kızım ben bu blogu unuttum ya la!
Özet geçmek gerekirse, 2018 ve 2019'un başı biraz şey geçti. Duygu durum dengeleyici medikal destek fiziksel olarak biraz köstek oldu bana. Tamam çok dengeli ve sakindim ama oturduğum yerden de kalkmak hiç istemedim. Antrenman saatlerinde öğretmen arkadaşlar "haydi gel jam edek" dediklerinde, "gençler oynasın, ben izliyorum" diye diye oturdum hep.
Bu arada bir sürü de şeyler yaptık. Boğaziçi'nde sports fest'e katıldık mesela. Genç dimağlara workshop verdik. Monc'ta solo gösteriler yaptık. Bir kez daha Slovakya'ya gittim Synachencko'dan ders almaya. Okulun ders sayısını 60'lara vardırdık. Sonra beybi gibi Elementler okul şovu.
Ama nasıl diyeyim, ben bayağı bir kabuğumda kalmayı başardım bütün bunlar olurken. Açık açık olmasa da (çünkü haftada onu aşkın ders vermeye devam ettim bir şekilde, provalar, gösteriler falan da oldu...) ruhen bir pole emekliliği halindeydim. Hiç yeni hareket çalışmadım mesela. Neredeyse bir sene boyunca hiç kondisyon yapmadım.
Sonra başka bir acil durum hasıl oldu ve dedim ki, bu kadar denge yeter. Ben 5 saat uyuyup 15 saat çalıştığım, her şeye karşı motivasyonumun olduğu, hevesli, özenti, çoşkun manik halimi istiyorum.
Ve manik halim burada, yeniden blog yazmakla meşgul, miriba!
Oraya çıkar çıkmaz da, gitti yarışmaya başvurdu manyak. Bir de körün taşı gibi seçildi. Üzerinden iki hafta geçti, şimdiden haftada 2 deve çöktüren ringli mingli kondisyonu, yine 1-2 pole seansını hayatıma kattı. Nasıl özlemişim!
Çok değil 2 ay kadar bir zamanım var. Kafamda bayağı iyi kombolar, canlı tuttuğum çokça cici bir duygum var. En güzeli, antrenman günü gelsin diye içim kıpırtılanmaya başladı yeniden. Oh be!
Blogta da bir sürü draft yazı birikmiş. Geri dönüp yazmayı istiyorum eskisi gibi. Gerçi artık bloggerlar yazmıyor, selfie koyuyorlar ama biz eski nesiliz. Blogspotçuyuz biz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder