22 Temmuz 2016 Cuma

Olağanüstü Durumlarda Akıl Sağlığımızı Koruma Yolları

Pazartesi malum off günüm. Bu hafta pazartesimi evde kendimi oradan oraya atarak, çikolata yiyip aynı haberleri art arda izleyerek çok güzel değerlendirdim.

Akşam olduğunda bayağı bayağı dışarı çıkmaktan korkar hale gelmiş, stüdyoyu bir ay kapasak mı diye düşünmeye başlamıştım. Ya da bir yıl!

Size de oluyordur bence bu; işler kötü gittiğinde takat yitimi yaşayıp hayatı yaşanır kılan şeyleri de yapamaz hale gelmek, dolayısıyla hayatın daha da kötüleşmesi. Fasit daire. Bana çok oluyor.



İç huzurunu sağlamak için kök çakrana odaklan ve derin derin nefes al demeyeceğim. Çok özensem de, yoga derslerimdeki içe dönüş anlarını İstiklal Marşı'nı tersten okumaya çalışarak ya da akşamki sınıfa hangi komboyu öğretsem diye düşünerek geçirdim. Bir sonraki büyük travmaya hazırlık için bir ara öğrenmeli belki. Ama şu anki akut stres problemi için zaten bildiğimiz araçları kullanmak en iyisi.

1. Ailenle ve sevdiklerinle vakit geçir

Alçak uçan jetler bomba sesi çıkardıkça kardeşim korkuyor mudur diye döndüm durdum ya yatakta, sonra fark ettim aslında kardeşimle ne kadar az görüştüğümüzü. İnsan işte, hayatın hayhuyu içinde sevdiklerine yeterince zaman ayıramayabiliyor. Şimdi o minik çemberin içine giremek, evde hissetmek çok iyi gelecek. Sevdiğin insanlarla birlikte daha iyi zamanlar geleceğine inanmak olağanüstü durumlar için en güçlü ilaç.




2. Somut bir şeye odaklan


Yemek yap, temizlik yap, doğaya kaçış planı yap... her neyse ama adını koyup üzerinde çalışacağın bir şey olsun. Pole'sa bu, erişilebilir ama adı sanı belli hedefler, benim için kişisel ve toplumsal kriz dönemlerinin en büyük kurtarıcısı. Odağını belli bir harekete çevir mesele. (Aman diyeyim, özellikle bizim çılgın öğrencileri düşününce, dediğim gibi erişilebilir hedef! phoenix yapamıyorum diye depresyona depresyon katma sonra!) Bir saat kapan stüdyoya çalış ve elde et hedefini. Beynimizin başarılı ve muktedir olduğunu hissetmeye ihtiyacı var. Özellikle de gücümüzün yetmediği büyük olaylarla karşı karşıya olduğumuz kriz zamanlarında.



3. Gülümse

Sen gülümseyince, beynin mutlu olduğunu sanıyor biliyor musun? Nabzın düşüyor, stresin azalıyor. Fake it till you make it yani.

Dahası sen gülümseyince karşındaki insan da sana gülümsüyor. Birbirimizden kıllanıyor, korkuyoruz ama bu düşmanlığın üretilmiş ve sanal olduğunun da farkındayız. Akşam görse beni keser demeden insanlara karşı kibar olabilir, gülümseyebiliriz bence hala. Yazarken bile naif geldi ama bence işe yarar. 100 maymun falan bişeyler vardı google'lasanıza onu.




4. Esneme Yap

Bu dediğim sırf dansçılar için değil. Amaç sırf spagata oturmak, belini tersten kırmak falan değil. Hareket alanının genişlemesi ve sakatlıklardan korunmak bir yana hem bedenin, hem de ruhun açılıp rahatlaması, zihnin dinginleşmesi için stretching birebir. Kapat televizyonu, her detayı biliyorsun artık. Aynı şiddet görüntülerini defalarca görmek sana ancak zarar verir. Sakin bir müzik aç, taytını giy, sadece daha açık hissetmek için minik minik stretching yap.



5. Freestyle

Freestyle dans et, bilinç akışı yazı yaz, resim yap... Duygularımız çok yoğun. Korkuyoruz, endişeliyiz, kızgınız. İçimizde düğüm düğüm biriken çok şey var. Dökmeli, çözmeli, rahatlatmalı. Form ve performans kaygısını geride bırak. Kapıları kapat, ışıkları azalt. Kendinle ilişki kur, pole/kağıt/kalem araç olsun sana.




Hepimiz çok ciddi travmatik stres sorunuyla başa çıkmaya çalışıyoruz. Ve bir yandan da hayat durmuyor işte, yine sabah kalkılacak, yine işe gidilecek. İyi olmak zorundayız. İyi olma stratejilerimizi geliştirme ve birbirimizle paylaşmak zorundayız.


PS. Her toplumsal felaket sonrası politika sınıf arkadaşlarımın bir ikisinden ne apolitiksin diye mesaj alıyorum. Yine riske girdim.

PS2. He ya Siyaset Bilimi mezunuyum ben. Şaşırtıcı ama gerçek!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder