pole arkadaşlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
pole arkadaşlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Aralık 2014 Pazartesi

Alkışlar Machine Gun'a!

Alkışlar öncelikle Melek'e!

Melek benim son zamanlarda en büyük gaza getiricim, çok değerli antrenman partnerim. Geçen haftalarda ne yaptı, etti bana shoulder mount flip'i çalıştırdı. Birden yapar oldum.

Birbirimize gösteri sonrası düzenli ve programlı antrenman yapacağımıza dair söz verdik.

Bugün hemen çok yormayalım kendimizi dedik, RLNA ile başlayalım, esneme bölümlerini yapmadan pole'da bir iki hareket deneyelim, sonra da esneme... mis!

Sonra bir baktım Melek machine gun tutorial'ına bakıyor.

Sonra bir baktım Melek machine gun yapıyor!

Beni de gaza getirdi, Sevinç'de biraz yardım etti. DAN!


Tamam, çok iyi değil. Ama daha ne olsun be okuyucu?! 

Onun dışında elbow grip side split'imsi de yaptık. Side split dönüş yaptık. Amerikan split'im bir şakadan ibaret olmasa daha güzel görünebilirdi. Ama Funda'nın çok haklı bir şekilde söylediği gibi: Amerikan da fazla abartılıyor canım!



Bir de balls of steel yapmaya çalıştık ama yemedi. Yani teknik olarak duruyoruz ama görsel olarak aynı tadı vermesi için azıcık daha esnemek gerekiyor tabii. O da olacak!

Balls of steel (adından belli!)



14 Ağustos 2014 Perşembe

Kızlar Barselona'ya Gitti

Beni de yanlarında götürmüşler!


Ne şanslıyım ben, en kötü günlerimde bile yüzümü güldüren dostlara sahibim. Pole kadınları bir harika dostum.

27 Nisan 2014 Pazar

Bu Yazı Berna Yazısı

Bazı insanlar kendinden ışıklı oluyor. Hemen dikkatinizi çekiyor, sizi etkileri altına alıyorlar. Geriye dönüp baktığınızda da hatıralarınızın en canlı yerinde parıldadıklarını görüyorsunuz.

Berna gibi...

Bir akşam ders sonrası kütüğün üzerinde takılırken "Bu kızın enerjisine bayıldım, hepimize inanılmaz motivasyon veriyor" demiştim Zeynep'e. Minik bir sakatlık geçirip pole'a bir kaç ay ara verdikten sonra yeni sınıfımdaki ilk günümdü.


Sonradan yarı Polonyalı yarı Türk olduğunu öğrendiğim sarışın Amerikalı bir kız vardı derste. Hepimize yetecek kadar neşe ve enerji doluydu. Düşsek de, kalsak da kahkahası salonu çınlatıyordu. 

Sonrasında günler ve geceler boyu birlikte yol aldık bu uzun, ince ve dikey yolda. Eşi Jwan'ı, yavrusu Lulu'yu, modaya olan tutkusunu, sabah koşularını, ince zevklerini  ve sevgi dolu kalbini tanıdık. Tanıdıkça daha çok sevdik. 

Bize Fight Club adını verdi. Çünkü herkesle paylaşamadığımız gizli bir dünyamız vardı ve orada çürük çarık içinde kalıyorduk.


Pole'daki tavrı ve edasının onu sahnede de nasıl parlattığını dünkü gösteride bir kez daha gördük. İçimiz buruktu çünkü gösteriden sonra Amerika'ya dönecekti.

Süper babaannesinin hediye ettiği Channel vücut simini ışıltısından bir parça olarak bana bıraktı.


Onu çok özleyeceğimizi biliyorum. Ama dünyanın neresinde olursa olsun aramızdaki 45 milimetre krom bağ asla kopmayacak. Ve o, başka salonlarda çınlayan kahkalarıyla parlamaya devam edecek.