27 Kasım 2013 Çarşamba

Pole Crush Durumları

Dünyanın dört bir yanındaki pole öğrencileriyle paylaştığımız ortak bir duygu var: pole crush!

Yani direk üzerinde peri kızı gibi dönenen stüdyodaki eğitmene ya da yarışmalarda takip ettiğin o gurulardan birine karşı hissettiğin adeta aşk gibi bir his.

Bir de bakıyorsun, gün içerisinde durup durup videolarını izlemeye başlamışsın. O artık sana dünyanın en güzel kadını gibi görünüyor. Onunla daha fazla şey paylaşmak, hayatında yer almak istiyorsun.



Konunun derinlerine girmeden önce satırları okuyan erkek okuyucular için hemen bir miti çökertmek zorundayım:

Pole sınıfı kızların ipek saçlarını savurduğu, topuklular üzerinde ceylan gibi sektiği, narin ve tensel hareketlerle dans ettiği yerler değil pek. Hayır! Orada şınav çekiyoruz, planklerden planklere koşuyoruz, ter ve magnezyum içinde morluklarımıza morluklar katıyoruz.

Dolayısıyla, bizi bizden alan o korkunç hareketleri bir kuğu zarafetinde yapıp tüy gibi yere inen kadınlara kalbinin derinliklerinden hayranlık beslemek çok doğal.

Ama sadece bu değil.

Daha da önemlisi, eğitmeninin ya da takip ettiğin pole ikonunun senin dünyanda yarattığı fiziksel olduğu kadar psikolojik ve duygusal değişim. Bedenine, yeteneklerine ve kendine farklı bir gözle bakmanı ve sahip olduklarından ötürü hoşnut olmanı sağlaması.

Belki kendini tanımaya başladığın ergenliğinden beri "kendi" kavramıyla bu kadar haşır neşir olmamıştın.

Şimdi oluyorsun ya, ne mutlu.

26 Kasım 2013 Salı

Oldu En Sonunda Oldu Bim! Bam! Bom!



Elbow grip skater spin vardı ya... Onu kim yapabiliyor???

Her şey birden bire oldu. "Ya bunu yapamıyorum, nerede hata?" diye Bella'ya göstermek isterken, Pat! 

Biz antreman yapmazken dahi hareketleri çalışan, hatta bir sinyaller, bir şeyler gönderip kasları bile çalıştıran sevgili beyine teşekkürler. Sanırım ay sonunda bu ayın wish list'i tamamlanmış olacak. Aralık için daha mı yüksekten uçsam acaba?

  mesela... :PP

Bir de, dün ders çok güzeldi. Her zamankinden daha kuvvetli hissediyordum kendimi. 

Isınmada pole sit lean back'ten babalar gibi mekik çektik. Yan planklerde bacak çalıştık falan. Rambo gibiydik.

Çalıştığımız hareketler:
İç bacak dışarıdan takıp iç kolla tutunulan bir spin. Adını hatırlamıyorum ama supermen'e geçilen hareket gibi. 
Chair spinli dönüşün biraz daha basit versionu
İkili dip ve slide

21 Aralık'ta gösterimiz var! Yayaye koko cambo yayaye!


25 Kasım 2013 Pazartesi

İki üniversite bitirdim. Ama yok şimdi...

"Ben çok yazan bir kadındım. Küçüklüğümden beri. Blog’um vardı ama şu an hiçbir şey yazamıyorum. Kitapları, dergileri, gazeteleri saklıyorum. Bir gün okuyacağım ama ne zaman? İki üniversite bitirdim, ODTÜ’de master. Ama yok şimdi… Gitti... İnsan kabul edemiyor."

Sözler Gezi Direnişi'nde başından gaz kapsülü ile vurulup 25 gün komada kalan, ardından konuşma merkezi hasarlı, kolu felçli olarak hayata yeniden başlamaya çalışan Lobna Allami'ye ait.

Lobna'nın ikinci hayatı

Şimdi tutup kendi hastalığımı onunla kıyaslamam hiç doğru değil biliyorum. Sadece bu hissin bana çok tanıdık geldiğini yazmak istedim buraya. Bundan seneler önce modern dans çalışmasından önce ısınırken köprü kuramadığımda... Artık ameliyat geçmiş, acılarım çok çok azalmış, sağ kolumu yeniden kullanabilmeye başlamıştım. Günlük yaşamımda bir şey yoktu. Ama daha küçücükken haftada iki gün baleye taşınıp durmam boşa gitmişti. Eskiden çok kolay olan şeyler artık imkansızdı. 

Ki, benim hayatımı etkileyecek bir şey bile değildi.

Onun gittikçe iyileştiğini görmek bana çok iyi geldi!

Lobna'ya destek olmak için: http://www.indiegogo.com/projects/sing-lobna-sing


Cumartesi Dersi

Streç ile başlayıp pole ile devam etmeyen cumartesiye, 
"pazartesi" derim.



Streç dersi giderek kalabalıklaşıyor. Bu Cumartesi de yeni katılanlar vardı. Yeni bir ısınma kombinasyonu yaptıktan sonra geniş ikinci pozisyonda uzama, point egzersizleri, basen / IT band uzatma, yüzsütü passe / develope falan çalıştık.

Pole'da da Holywood spin, fan kick to pole sit ve koreografi çalıştık. Belki bunların videosunu çekip paylaşırım.




Bir ay boyunca sosyal medya eğitiminde olacağım için Cumartesi derslerine gidemeyeceğim. Onun yerine ne bulsam ki? :)

18 Kasım 2013 Pazartesi

Çalışan Kazanır, Elması Kızarır

Soyunma odasında "oo evinde çalış sen tabii"ye karşılık böyle dedim, gıcık 2-B'li gibi:))

Ama gerçekten de doğru! Çünkü çarşamba günü 20 kere düştüğüm o comboyu bugün derste yaptım!

(Mmmhh, yaptım derken... Bella gibi değil tabii. Daha çok ağaçta sırtını kaşıyan ayı gibi. Ama üç hareket birleşti mi, birleşti. Bella ile aynı anda flying peter pan'in yandan yemişi pozisyonunda durdum mu, durdum. Bence konu kapanmıştır!)

Ders notlarına gelirsek...


  • Isınmayı yoga hareketleriyle yaptık. Çok yormadık kasları.
  • Chair spin, yön değiştirme, iki bacağı pole'a sarma, alttaki bacağı rond de jambe gibi açma combosu (iç kol üstte, dış kol diresekten kırık altta)
  • Koreografi 
  • Bu sword spin - skater - peter pan combosunda skaterdan sonra, pirouette gibi önce üst eli twist etmece çalıştık. Ama benim sırt açıklığım buna el vermeyecek gibi. Yine de evde deneyeceğim biraz.

Stüdyoda Tanıdığım Tatlı Cadılara...

Öncelikle şunu söylememe izin verin: ben bir sosyal kelebek değilim. İçine kapanık, utangaç, çekingen biriyim. Yeni girdiğim ortamlarda rahat edemem. İnsanlarla kolay kolay konuşamam.

Daha da doğrusu, insanlarla olmayı pek sevmem. Ve sosyal ortamlar benim için çile olur.

İşte en çok da bundan;

İçten pazarlıklı, uyuz, yargılayıcı, küçümser olmadığınız için,
Bu kadar komik ve neşeli olduğunuz için,
Kendimizle, birbirimizle, her şeyle dalga geçebileceğimiz bir ortam yarattığınız için,
Sürekli gaz ve cesaret verdiğiniz için,
Epic fail'leri bile alkışla noktaladığınız için...

Antreman sonrası protein tozlu soya sütümü şerefinize kaldırıyorum. Sizinle tırmanmak, kaymak, düşmek, dans etmek çok eğlenceli.




Inspiration Var Dediler, Geldik.

309879_235452663175032_1845313810_n

Alethea'yı ilk izlediğimde, art arda bir milyon kez daha izlettiren şey neydi?

Galiba bu dansa neden aşık olduğumu hatırlamıştım.

Pole dance'in bir spor olduğunu kanıtlayan trickster dançıları art arda izleyip hareketlerin zorluğuna odaklanmaya başlamışken,  Alethea'nın tarzı ne kadar kendine özgü ve hayranlık uyandırıcıydı.

Yavaş tensel hareketler, müzik, eda,  topuklular...



33 yaşında. 2005'te büyük bir trafik kazası geçirmiş. Boynundan ve omuzlarından yaralanmış, pek çok ameliyat geçirmiş. Pole aşkına da ameliyatlardan sonra bir tür tedavi yöntemi olarak tutulmuş.

Yoga yap demişler. Fuck yoga, I want to drink Whiskey and dance to Alice in Chains, demiş.

Kadını seksi yapan şey güç, zarafet, sevmeyi bilen bir kalp ve içinde yanan yazın ortasında yapış yapış viski gibi bir ateştir diyor.

Artık imzası gibi olan akıcı hareketleri nasıl yaptığını sorduklarında ise, "aydınlık stüdyolardan çıkın ve kendinize yüksek beklentiler koymaktan vazgeçin. Bırakın, aksın." diyor.

THE CHROME BAR da stüdyosu...




16 Kasım 2013 Cumartesi

Bendy Mind

Dans derslerinden öğrendiğim bir şey varsa o da split açıklığının zihin açıklığıyla ilişkisi olması.

Saçma mı geldi? Açalım...

Dün, hayatımın amacını sorguladığım kötü günlerden biriydi. Beş yıldır sık sık böyle günler yaşıyorum.

Beş yıl önce Boğaziçi'nden mezun olurken önümde kendisiyle tam olarak ne yapacağımı bilmediğim uzun ve güzel bir ömür var gibi geliyordu. Bir kere, Türkiye'nin en iyi okulundan mezun olmuştum. Beklentileri karşılıyordum. Zeki, çevik ve ahlaklıydım. Belki de bu yüzden, hayatta gerçekten ne yapmak istediğimi düşünmek için zaman harcamamıştım hiç. Zaten bir şeyler kendiliğinden oluyordu. Bundan sonra da olacaktı.

Ama olmadı. Yaprak gibi savrulup durdum. Şirketlere girdim, şirketlerden çıktım. Müdürleri memnun ettim, müdürleri kızdırdım. Günün sonunda, bir şeyler daha çok satılsın diye incir çekirdeğini doldurmayacak işler yapmış oldum.

Ben gerçekten kimdim? Nede başarılıydım? Neye yeteneğim vardı? Ne istiyordum?

Velhasıl kelam, dün de bu sorularla cebelleştiğim kötü bir gündü. Hiç enerjim yoktu. 9'da yattım ve sabah dansa gitmemek için bahaneler uydurmaya başladım.

Ama afyonum patlayıp bahanelerimi önüme serecek zamanı bulamadan stüdyoya gittim ve streç dersinin ortalarında bir şimşek çaktı. Kendimi yeniden muktedir hissetmeye başladım.

Galiba bu benim için bir tür terapi.  Doğanın yamultup modern tıbbın kaskatı ettiği bedenimin sınırlarını  genişletmeye çalışırken aslında başarısız olma korkumun üzerine gidiyorum ben. Başkaları için minicik olan bir adım benim için dağlar, denizler aşmak demek. Sadece dans çalışırken beceremesem de denemekten keyif almayı öğreniyorum. Sonra kendi kendime diyorum ki, neden olmasın? Hayatımın diğer alanlarında da yapabilirim bunu. Bir şeyleri değiştirmek için çaba sarfedebilirim. Beceremesem de, sadece becerememiş olurum.

Bu kafalara girebilmek ne güzel, değil mi?



url.jpg



15 Kasım 2013 Cuma

Wish List!

Kasım sonuna kadar yapmak istediğim hareketler. Olmadı, Aralık'a allah kerim :)


1. Chopper


2. Blade


3. Skater elbow grip (resim de olmamış gerçi, üzülmeme gerek yok :) )




4. Flying peter pan (bi de iç kol tutup iç bacak uçanı)


13 Kasım 2013 Çarşamba

There is No Practice Like Home Practice!

Bugün Çarşamba. Yani Muhteşem Yüzyıl  ev antremanı günü. Evet, bir kaç aydır ben de uyandığında karşısında ayna ve direk gören talihli azınlık arasındayım. Bu avantajı şahane kullanıyor değilim ama haftada iki gün çalışmaya alışmayı hedefliyorum.

Bugünkü amacım bir saatlik dolu dolu bir antreman yapmaktı. (Muhteşem Yüzyıl yeni bölüm başlayana kadar!) 5-6 dakikalık gecikme ile bunu başardım.

Program:

- Isınma
- Arms, shoulders, upper back
- Sword spin, skater spin, flying peter pan version combo
- Fan kick, pole sit, lean back combo
- Head stand, sit up combo
- Basic invert
- Esneme


Çalışırken kendimi videoya aldım. Tekrar izlediğimde de görüyorum ki;

İlk kombinasyon tam bir fuck up. Elbow grip ile skater nadiren oluyor. Elle tutsam bile hareketten harekete geçmek problemo.

İkinci kombo daha iyi. Sadece fan kickten sonra bayağı aşağıda kalıyorum. Kendimi daha yukarı çekebilmek için kollarımı güçlendirmem lazım.

Head standi düz bacakla yapamıyorum.

Invert'te de keza bacakları düz kaldıramıyorum ve chopper olmuyor pek.

Yine de karnım biraz güçlenmiş. Eskiden iyi.

Zor Diye Bir Şey Yoktur. İmkansız Zaman Alır!

Okuyan da beni azimli biri sanır. Her pazar günü liseyi ve üniversiteyi bırakacağım diye kendini yerden yere atan ben. Mezuniyetten sonra 5 senede 6 iş değiştiren ben. Gitar mı çalsam, çello mu çalsam, Fransızca mı öğrensem diye parasını ve vaktini -S E N E L E R C E- tüketen yine ben.

Çok iyi biliyorum ki, şu anki durumumda olmasaydım pole dance ile ilişkim de bu kadar muhabbetli olmayacaktı.

Durumumdan kastım anterior spinal fusion skolyoz ameliyatı. Yani şöyle bir şey:


Kısaca, 8 omurum titanyum çivilerle birbirine bağlanıp hareketsiz hale getirilmiş. Günlük hayatımı etkileyecek bir şey değil pek. Uzun süre oturunca ağrıyor, bir de kocaman ameliyat izim var ama that's it. 

Dans ederken ise siz fanilerin hiç bilmediği şeyler yaşıyorum. Sırtımın üst kısmı ve kollarım geriye doğru esnemiyor. Aynı şekilde belim de sağa doğru rahatça yatarken sol tarafa gitmek için dağlar, denizler aşıyor. Sol oblikler rambo gibi güçlenirlen, sağ bana mısın demiyor. Hızlı hareketlerde, yapışmamış omurlarıma fazla yük binmesinden olacak, paslanmış bir dişli çalışıyormuşçasına kesik kesik gidiyor üst bedenim.

Yine de, ya da belki de bu yüzden, direk dansı kadar eğlenceli, motive edici ve insanı bu kadar iyi hissettiren bir şey daha tanımadım. Her geçen gün ne kadar güçlendiğimi, omuz genişliğimin ne kadar arttığını görmek her şeye değer!

Bugün, üniversitede yaptığım gibi, her ders ne öğrendiğimi not alayım ki geriye dönüp gelişmeyi izleyeyim diye düşündüm. Ve bu blogu açmaya karar verdim. Vatana, millete hayırlı uğurlu olsun.